Dijital sanat ile tiyatronun birleştiği bir oyun “Çirkin”. Hope Alkazar’da sahnelenen oyun bir masal ya da anlatıcı tiyatronun hoş bir örneği de diyebiliriz. Bu yerde seyirciye özel bir tecrübe olarak tasarlanan “Çirkin”, Anadolu’nun gelenek ve masallarından ilham alan gerçeküstü bir ihanet hikayesini husus alıyor. Yenilikçi oyunlar bizleri biraz korkutsa da bu oyundan keyifli çıkıyoruz. Firuze Engin’in yazdığı, Güray Dinçol’un yönettiği oyun, birinci kere İstanbul Tiyatro Festivali’nde sahnelendi. “Çirkin” her cuma ve cumartesi tıpkı yerde tiyatroseverlerle buluşmaya devam edecek.

Bildiğimiz tiyatro salonlarından farklı bir nizamın içinde seyrediyoruz oyunu. Seyirci koltukları ortada, sağ ve sol duvarın önünde yer alıyor. (Bu tertip biz seyircileri biraz zorladı, sola bakmaktan boynumuz tutuldu.)

Oyunun dekoru salonun öteki başında, oyuncular ise ortada sahneliyorlar oyunu. Dekorun az kullanıldığı oyunda kostüm ve makyaj etkileyici. Oyunculuklar ise çok başarılı. Dijital enstalasyon oyunun başından sonuna kadar kullanıldı. Fakat bu türlü bir teknoloji varken daha gösterişli olabilir miydi sorusunu sormadan edemedik.

OYUNUN KONUSU…

Çirkin olarak lanetlenmiş Şiva karakterini Nihal Yalçın canlandırıyor. Tavuk rolünde ise Onur Berk Arslanoğlu yer alıyor. Arslanoğlu tavuk rolünde hayli başarılı bir performans sergiledi, Yalçın ile ahenkleri ve yakaladıkları ritim ise biz seyircileri bitime kadar oyunda tuttu.

Oyunun konusuna gelirsek “Bin yıllardır yaşayan, yakışıksız bir mahluk olan Şiva, kendisiyle birlikte lanetlenerek ölümsüzlük cezasına çarptırılan tavuk ile birlikte geçmiş ve bugün ortasında gezinmekte. Vaktin dışına atılmış bu iki karakterin didişmeleri bir yandan sahnedeki anlatı cihanında gerçekleşirken bir yandan da duvarlardaki etkileşimli manzara cihanında kıssanın geçmişine ilişkin kesimleri canlandırıyor.”

ALKAZAR SİNEMASI

Alkazar Sineması restore edilmiş ve birçok disiplinlerarası sanat aktifliklerine konut sahipliği yapıyor. Bizler kültürel mirasımız olan tarihi yerlerin restore edilmesinden yanayız her vakit. Yani kimlik değiştirmesi ya da “Yeniledik” ismi altında yıkılıp tekrar yapılmasından hüzün duyan bölümün içindeyiz. Rantı sanata bulaştırdıkları için de birçok projeye önyargıyla bakıyoruz.