Türk bilim insanlarınca, anne karnındaki bebekte anomalinin ve hastalıkların tespit edilebilmesine yönelik yapay zeka programı geliştirildi.
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emrah Aydın, 15 kişilik bir ekip tarafından geliştirdikleri sisteme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Teknolojinin sağladığı destekle anne karnında tanı alınabilen hastalık sayısının günden güne arttığını ifade eden Aydın, bunların tekil organlara yönelik ya da birden fazla yapıyı etkileyen veya genetik yapı ile ilgili rahatsızlıklar da olabildiğini aktardı.
Doç. Dr. Aydın, anne karnında bebekteki anomali ya da hastalıkların ilk tanısının gebelik rutin takibinde ultrasonografi ve Manyetik Rezonans İnceleme (MR) ile konulduğunu söyledi. Değerlendirmeler sonrasında müdahale kararının alındığı bilgisini veren Aydın, bazı durumlarda gebeliği sonlandırmak tek seçenekken kimi durumlarda anne karnında açık ve kapalı cerrahi yöntemlerle müdahalede bulunulabildiğini söyledi.
Aydın, fetal cerrahi ile anne karnında tanı konulan fetüsün ameliyat edilebildiğini, kimi hastalıklarda bebeklerin kalıcı sakatlıkları engellenirken, kimi hastalıklarda hayata tutunmalarının sağlandığını, doğum sonrası ameliyat ihtiyacının en aza indirildiğini anlattı.
Yapay zekanın özellikle tıpta başta görüntülüme teknikleri olmak üzere birçok alanda hekime yardımcı bir rol üstlenmeye başladığını belirten Aydın, göz, cilt ya da kalp hastalığına, yapay zeka destekli tanı sistemleriyle tanı konulmaya başlandığını anlattı. Kendisinin de yapay zeka çalışmalarına ilk olarak ABD’ye gittiği dönemde başladığını aktaran Aydın, şunları söyledi:
“Fetal Tanı ve Tedavi Merkezi’nin uzun süredir üzerinde çalıştığı bir projeye 2016’da dahil oldum ve bu alanda kendimi geliştirmek için yapay zeka alanında yüksek lisansa başladım. Bebeğin daha anne karnındayken anomali varlığının gösterilmesine yönelik yapay zeka uygulamaları üzerine çalışmalar yaptım. ABD’deyken fetal dönemdeki hastalıklarda yüzde 95’in üzerinde tanı doğruluğu sağlayan yapay zeka yöntemlerini geliştirerek ürünleştirmek için hazır hale getirdim. Bunun Türkiye’ye mal olabilmesi için ülkeme geri dönmeyi bekledim. Bu nedenle ürün aşamasına Türkiye’ye döndükten sonra başladım. Bu amaçla İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (İSTKA) verdiği destekle fizibilitesi süren ve İstanbul Valiliğinin de ortak olduğu projeye imza attık.”
Dünya genelinde çok sayıda olguya ait klinik bilgiler ile vücutta ayrıntılı resimler oluşturmak için güçlü mıknatıslar, radyo dalgaları ve bilgisayarın kullanıldığı, tanı koymada yardımcı bir görüntüle tekniği olan MR bilgilerinin kayıtlı olduğu yapay zeka programı geliştirdiklerini anlatan Doç. Dr. Aydın şu bilgileri verdi:
“Sistemde bir veri tabanı yer alıyor ve girilen veriler doğrultusunda hekime önermelerde bulunuyor. Veri tabanında bir klinik ya da bir hekimin değil, dünya üzerinde birçok hekimin tecrübesinden yola çıkılarak elde edilen bilgiler kayıtlı oluyor. Bu nedenle sistemde çok büyük bir veri havuzu olduğu için tecrübe aktarımı bulunuyor. Sistem, anne karnında bebekte anomali ya da hastalıklarda yüzde 95’in üzerinde tanı doğruluğu sağlıyor. Sistem, hem hastalığı tanımlıyor hem de bu hastalığa müdahale edilecek en doğru zamanı öneriyor.”
Programın geliştirilmesinde akademik alanda ABD ve İspanya’dan bilim insanlarının da yer aldığını aktaran Aydın, “Aslına bakılırsa ekibimizin tamamı Türkiye’nin idealist bilim insanlarından oluşuyor. Sistem, yapay zeka mühendisleri, yazılımcılar, içerik geliştiricileri, iş analistleri, modelleme ve artırılmış gerçeklik/sanal gerçeklik uzmanlarından oluşan 15 kişilik bir ekip tarafından hazırlandı.” dedi.
Aydın, yapay zeka tabanlı sistemle hastalık bazında küçük değişiklikler olsa da doğumsal problemlerin anne karnında yüzde 100’e yakın oranda saptandığını ifade ederek şunları kaydetti:
“Bazı hastalık gruplarında mevcut sistemler ile gösterilemeyen ancak bebek öldüğünde ya da doğduktan sonra belirlenebilen, hastalığın yönetiminde önem arz eden derecelendirmeler de yapılabilir. Dünyada yapay zeka ve tıp alanında çalışan 40’ı aşkın kurum var. Bu kurumlar, erişkin hasta verisi üzerinde yoğunlaşıyor. Biz, geliştirdiğimiz sistemle fetüs üzerinde çalışıyoruz. Sisteme hastaların klinik bilgilerini ve MR verilerini giriyoruz. Sisteme uzaktan erişim olması sayesinde, bulunulan yerden her an mevcut veriler değerlendirilebilecek. Sistem aynı zamanda sağlık turizmine doğrudan katkı sağlayacak. Türkiye, fetal cerrahide tanı ve tedavide aranan, tercih edilen merkez olabilecek. Sistemle dünyanın her yerine, her kesimden insana erişmesini, hastaların tanısını netleştirmek için hastane hastane ya da şehir şehir dolaşılmasına gerek kalmadan uygulamadan faydalanabilmesini hedefliyoruz.”