İstanbul’da, Gayrettepe-Kağıthane Metro Çizgisi bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı merasimle hizmete açıldı. İstanbul Havalimanı’na ulaşımı daha da kolaylaştıracak projenin açılışında açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Bu çizgimizin hizmete alınmasıyla İstanbul’da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğu 338,5 kilometreye çıkıyor. Biz söyledik mi yaparız. Ortada bırakmayız” tabirlerini kullandı.

Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları;

Bugün bu çizgisi, Gayrettepe’ye bağlayan Kağıthane-Gayrettepe kesitinin açılışını yapmak için bir ortadayız. 9 istasyondan oluşan ve suratı saatte 120 km’ye ulaşan sınırımızın günlük yolcu kapasitesi 600 bin kişidir. Aralık 30 dakikaya, Göktürk-Mahmutbey ortası 38 dakikaya, Tekstilkent-İHL ortası 45 dakikaya,Taksim-Göktürk ortası 26 dakikaya inecektir. Bu çizgimizin hizmete alınmasıyla İstanbul’da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğu 338,5 kilometreye çıkıyor.

“BİRİLERİ DE HAFRİYATLA NE YAPTI”

Biz söyledik mi yaparız. Ortada bırakmayız. Belediye başkanlığımdan tutun sonra hükümete geldik ve hükümette de Ulaştırma Bakanlığı olarak nasıl bu yolları, süratli tren çizgilerini yüksek süratli tren sınırlarını yaptıysak birebir biçimde İstanbulumuza da bunu yaptık. Birileri de hafriyatla ne yaptılar, kim olduğunu biliyorsunuz. Esasen raylı sistem projelerinde en kıymetli bahislerden birisi çizginin beyni diyebileceğimiz sinyalizasyon sistemidir. Aselsan-TÜBİTAK’la bu alanda diğerlerine bağımlı olmaktan kurtuluyoruz.

YERLİ VE ULUSAL PROJE

Gayrettepe-Havalimanı metro sınırının birinci etüt projesinden uygulamasına kadar süreçleri kendi yerli mühendislik ve tasarımımızla gerçekleştirmekten gurur duyuyoruz. Hayata geçirdiğimiz her projede yerli ulusal projelerin hissesinin artırılmasına yük vereceğiz. Her hususta tam bağımsız Türkiye gayesine ulaşıncaya kadar azimle çalışacağız.

“MİLLETE EFENDİLİK OLMAZ, HİZMETKARLIK OLUR”

Bizler 2 günü birbirine eşit olan ziyandadır anlayışına sahip inancın mensuplarıyız. Siyasette de parolamız vatandaşlarımıza kesintisiz hizmet vermektir. Kentlerin gereksinimlerini gidermeyi ana görevimiz olarak görüyoruz. Millete efendilik olmaz, hizmetkarlık olur.

“KENDİMİZİ DAİMA HESABA ÇEKİYORUZ”

Millete zirveden bakanlar, milleti hor görenler, millete karşı kibirli, nobran davrananlar siyasette kaybetmeye mahkumdur. 31 Mart akşamı inşallah bunları da daima birlikte göreceğiz. Türk siyasi tarihine göz attığımızda bunun sayısız örneğine şahit olursunuz. Emanetin teslim edildiği kaç bakan, başbakan, belediye liderinin siyaset sahnesinin tozlu raflarında unutulup gittiğini görürsünüz. Bu gerçeklerin ışığında kendimizi daima hesaba çekiyor, her gece bugün ülkemiz milletimiz için ne yaptık sorusunu kendimize soruyoruz. Geride hayırla, şükranla yad edilecek bir miras bırakmayı dilek ediyoruz. Siyasetin inişli çıkışlı seyahatinde pek çok zorluk, mani, hukuksuzlukla karşılaştık. Vesayetin gölgesinin ülkemiz karabasan üzere çöktüğü 1990’larda belediye başkanlığı yapmış siyasetçi olarak zorluklar karşısında yılmadık. Millete hizmet sevdamızda ortamıza kimsenin girmesini istemedik.

“BİZİM DE KUSURUMUZ, EKSİĞİMİZ OLABİLİR”

Vatandaşımızın samimiyetle söylediği, Allah ondan razı olsun duasını siyasi ve dünyevi hesabın üzerinde görüyoruz. Yolda kalanlardan katiyen olmaz. Her kul üzere bizim de eksiğimiz, kusurumuz olabilir. Samimi çabalarımızla tüm uğraşlarımıza karşın birtakım konular çıkabiliyor. Önümüze hangi mahzurlar çıkarsa çıksın ülkeye ve millete hizmetten asla vazgeçmiyoruz. Zorluklara aldırmadan, mazeret aramadan, Türkiye Yüzyılı amacımız doğrultusunda sabırla yürümeyi sürdürüyoruz. Bizim nazarımızda 85 milyon vatandaşımızın tamamı oy tercihlerinden bağımsız olarak eşit biçimde hizmete ve hürmete layıktır. 21 yılı aşkın iktidarlarımızın belediyelerimizi siyasi rengine nazaran ayırmadık.

“BİZ SÖYLEDİK Mİ YAPARIZ”

Hükümetin vazife alanına giren hizmetlerden çok daha fazlasının İstanbul’a kazandırarak kentin iflas bayrağını çekmesinin önüne geçtik. Kağıthane’deyiz. Bu Kağıthane’nin Haliç’e bağlanan kısmının nasıl pislik olarak aktığını hatırlıyor musunuz?Bütün bu pisliği, boğazın pak suyunu biz buraya bağladık. Ondan sonra buranın suyu ne oldu, tertemiz oldu. Biz yaptık, söyledik mi yaparız. Bundan sonra da yapacağız. Murat’ımızla yapacağız. Muradınıza ermek istiyorsanız Murat’a sahip çıkacaksınız. Belediyeler, bir taraftan hükümet olarak biz. İkimiz el ele vereceğiz ve ülkemizi ayağa kaldıracağız. İstanbulumuzu, Ankaramızı, İzmirimizi, Eskişehirimizi ayağa kaldıracağız. Yalnızca son iki yıl içinde 51 kilometrelik metro sınırını İstanbulluların hizmetine sunmanın sevincini yaşadık.

“KAĞITHANE BURALARA GELDİYSE BİZİMLE GELDİ”

İstanbul üzere her gün büyüyen kentin artan ulaşım altyapısı için tahlil yolları geliştiriyoruz. Cetlerimiz ne hoş söylemiş, uğraştıran değil, ulaştıran İstanbul. Bu şuurla çalışmalarımızı aralıksız devam ettiriyoruz. Gençlik yıllarım, partimin gençlik kollarının başında olduğum vakitler şu Kağıthane’nin lisanı olsa da konuşsa. Hamdolsun, Kağıthane buralara geldiyse bizimle geldi. İstanbul genelinde toplam uzunluğu 53 km olan 4 metro sınırının inşası sürüyor. Bu yılın birinci çeyreğinde 4 farklı proje kapsamındaki 34.2 kilometre raylı sistem sınırı ve 18 istasyonun açılışını gerçekleştireceğiz.

“PAÇALARI TUTUŞTU”

Fatih’in emaneti olan aziz kenti, inşaatına başlanmış metroları bile yapamayan zihniyetin insafına bırakmadık, bırakmayacağız. 31 Mart seçimleriyle ilgili takvim işlemeye başladıkça maskeler düşüyor. Kimi kentine aşkla hizmet ettiği kiminin de 3 dönüm bostan yan gel yat Osman misali vaktini boşa geçirdiği netleşiyor. Birilerinin dizleri titremeye, paçaları tutuşmaya başladı. Ülkenin ikini büyük partisinin acemi genel liderinin skandal açıklama, muhalefette yaşanan panik havasının işaretidir. Vilayetlerde farklı partilerden adayların olması oyunmuş, tezgahmış. Hiçbir ülkede muhalefetin çoğulcu demokrasideki yarıştan korktuğunu göremezsiniz. Sıkıntının çok daha vahim tarafı 8 ay öncesine kadar birlikte Türkiye’yi yönetmeye talip olduğu siyasi yapılardır. Bunlar altılı masada birlikte değil miydiler? Ne oldu bunlara artık. Birkaç gün öncesine kadar işbirliği görüşmesi yaptığı partilerin, içtikleri çayın dumanı kalkmadan ihanetle suçlamak tam bir siyasi basiretsizlik örneğidir.

Kağıthane’den sandıkların patladığını görmek istiyorum. Buna var mısınız? Kimseyi küstürmeyeceksiniz. Kucaklayacaksınız. Nefret lisanıyla değil, kucaklayıcı lisanla konuşacaksınız. Sağa sola sataşarak rüştünü ispat peşinde koşandan kendi partisine de ülkeye de yarar gelmez. Her partinin kendi adayını çıkarması da pek doğaldır. Anlaştığımız vilayetlerde bir arada yol yürüyor, anlaşamadığımız vilayet ve ilçelerde demokratik yarış için hazırlığımızı yapıyoruz. Kimseyi gafletle, şuursuzlukla suçlamıyoruz. Nihayetinde kararı millet verecek.”