Adıyaman‘da kalbinde 3 delik olan hasta açık kalp ameliyatına gerek kalmadan sıhhatine kavuştu.

Adıyaman Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniğine kısmi felçlik ile başvuran lakin kalbinde 3 adet delik bulunan hasta, açık kalp ameliyatına gerek kalmadan tedavi edildi.

3 boyutlu EKO aygıtı (Transözefageal EKO) ile yapılan değerlendirilmesinde, kalp zarının art tarafında 2 adet delik ve ön tarafında doğumdan sonra kapanması gereken tünel halinde olan üçüncü bir kalp deliğinin olduğu tespit edilen hasta, Doç. Dr. Arif Süner ve takımın titiz çalışmalarının akabinde sıhhatine kavuştu.

Yapılan sistem ile ilgili konuşan Doç. Dr. Süner, ” Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniğine kısmi felçlik ile başvuran hasta, etyoloji araştırması için kardiyoloji kliniğine yönlendirildi. Klinikte yemek borusundan kalbi gören, 3 boyutlu EKO aygıtı (Transözefageal EKO) ile yapılan değerlendirilmesinde; kalp zarının art tarafında 2 adet delik ve ön tarafında doğumdan sonra kapanması gereken tünel formunda olan üçüncü bir kalp deliğinin olduğu tespit edildi. Hastanın felç tablosuna, uyluğun derin datalarında oluşan pıhtının, bu deliklerden geçerek, kalbin sol tarafına, oradan da şah damardan beyin damarına (Paradoks emboli) atmasından kaynaklandığı düşünüldü. Hastanın tekrar felç geçirmemesi için bu deliklerin kapatılması kararı alındı. Farklı başka 2 aygıt kullanmak yerine zarın tam ortasından yeni bir delik açıp art ve öndeki delikleri kaplayacak halde özel ve geniş bir aygıt (Multifenestre Cihazı) ile kapatmanın daha uygun olacağı düşünüldü. Hasta anjiyografi laboratuvarında, 3 boyutlu Transözofageal EKO aygıtı takviyesiyle zarın tam ortası delinerek sağ kulakçıktan sol kulakçığa geçildi. Akabinde aygıt her 3 deliği kaplayacak biçimde muvaffakiyetle yerleştirildi. Bu süreç: göğüs açılmadan, kasık damarlarından girilerek: kalp zarındaki çoklu deliklerin özel bir aygıt ile kapatılması işlemidir” dedi.

Süner, “Perkütan kapatma süreci açık cerrahiye üstün olup, düşük maliyetli, kolay uygulanabilir ve hastanın erken toparlanması açısından da uygun bir usuldür. Hastamızın süreçten iki hafta sonra denetiminde yapılan EKO’sunda aygıtın uygun yerde olduğu tespit edildi ve hastanın kendini yeterli hissettiği rastgele bir şikayetinin olmadığı görüldü. Hasta tarafımızca sağlıklı bir formda takip edilmeye devam edilmektedir. Teşhisinin koyulmasından, hazırlığının yapılmasına, sürecinden yakın takiplerinde emeği geçen Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi 400 Yataklı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği tabiplerinden, Prof. Dr. Ahmet Akçay, Doç. Dr. Hakan Kaya, Doç. Dr. Fethi Yavuz, Dr. Öğrt. Üyesi Hakan Tibilli, Uzm. Dr. Yazgı Eliz Şahin, Uzm. Dr. Hüseyin Nacar, Uzm. Dr. Selçuk Ayhan, Uzm. Dr. Özkan Yavçin, Uzm. Dr. Ayşe Hoşoğlu, Uzm. Dr. Abdulmecit Afşin, Uzm. Dr. Sabri Abuş, Ass. Dr. Ahmet Süsenbük, Ass. Dr. Okan Tanrıverdi, Ass. Dr. Sezer Markirt, Ass. Dr. Sedat Karakış’a teşekkür ederim” halinde konuştu. – ADIYAMAN