MERSİN’de Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda bulunan ve kök kısmına matkapla 9 delik açılıp, asit gibisi bir sıvı enjekte edilen ağaç müdafaa altına alındı. Ağaçta incelemede bulunan ziraat mühendisi Deniz Gürbüz, hala canlı olan ağacın kurtarılabileceğini söyledi.
Yenişehir ilçesi Adnan Menderes kıyısındaki Özgecan Aslan Barış Meydanı’nın simgesi haline gelen yarım asırlık kauçuk ağacının yaprakları 10 gün evvel kurumaya başladı. Etraftakilerin ihbarı üzerine bölgeye gelen Orman Bölge Müdürlüğü gruplarının yaptığı incelemede ağacın toprakla buluştuğu kök noktasından matkapla 9 delik açıldığı ve içerisine sıvı enjekte edildiği belirlendi. Deliklerdeki sıvıdan alınan numunenin yapılan incelemesi sonucunda ağacın gövdesine asit gibisi bir unsur enjekte edildiği saptandı. Orman Müdürlüğü, elde edilen laboratuvar sonuçları ve tutanakları yasal süreç yapılması için Mersin Valiliği’ne bildirdi. Belediye grupları tarafından kuruyan yapraklar ve kollar kesildi. Bu kapsamda ağacın kurtarılması için açılan delikler saf su ile temizlenip, aşı macunu ile kapatıldı.
Ziraat mühendisi Deniz Gürbüz, hala canlı olan ağacın kurtarılabileceğini söyledi. Gürbüz, “Genelde park ve bahçelerde gördüğümüz kauçuk ağacıdır. Ağaç bir çok nedenden kaynaklı kuruyabilir. Bunlardan bir tanesi kimyasal taraftan olabilir. Zirai ilaç ya da asitlerden kaynaklanabilir. Ağaç yeşil ve büyük kısımları var iken budama geçirmiş. Gençleştirme budaması yapılmış. Gençleştirme budaması yapılırken ağaç zayıf düşmüş. Zayıf düşen bitkiye hastalık zararlısı çok çabuk gelebilir. Bu da ağacı kurutur. Ayrıyeten burası dolgu alanı. Ağacın gövdesi büyük, münasebetiyle saçak köklerinin de büyük olduğunu gösterir. Bu nedenle kökün daha fazla alana yayılamadığı ve etrafı betonla örtülü olmasından kaynaklı hastalanmış olabilir. Ağaç şu an ölmüş ya da kurumuş değil. Ağaç hala canlı. Kuruma varsa engellemek için canlandırıcı özel eserler kullanarak bitkiyi eski haline getiririz” diye konuştu.’AĞAÇLA BİR ARADA BÜYÜDÜK’
Çevre sakini Ayhan Ayık (74) ise, “Ağacın dikildiği günü hatırlıyorum. Ağaç benimle birlikte büyüdü. Yazın gölgesine gelip otururduk, beşerler tabanında oturup nefeslenirdi. Buranın sembolüydü. Kim ağaçtan ne ister anlamadık. Bunu yapan tabiatın düşmanıdır. Orman yakmaktan farkı yok. Ha yakmışsınız ha zehirlemişisiniz tıpkı şey” dedi.